SINIF YÖNETİMİ

Sınıf yönetimi, eğitim yönetimi sıra dizininin ilk ve temel basamağıdır Sınıf yönetimi, sınıf yaşamının bir orkestra gibi yönetilmesidir. Sınıf yönetimi, bir bakıma okul ve eğitim yönetiminin sınırlı bir alanda uygulanmasıdır. Eğitim yönetimi nasıl yönetimin eğitime uygulanmasından, okul yönetimi de eğitim yönetiminin okula uygulanmasından meydana geliyorsa sınıf yönetimi de okul yönetiminin sınıfa uygulanmasından meydana gelir (Toprakçı, 2002:18).

Sınıfın iyi yönetilmesi, eğitimde başarılı olmak için ilk adım  olarak kabul edilir. Bu nedenle öğretmenin liderlik rolü ön plana çıkmakta ve grup dinamizmini bilmesi önem kazanmaktadır. Bu bağlamda yönetim ile öğretim birbiri ile bağlantılı olmaktadır. Bir bakıma sınıf yönetiminde başarılı olanlar genellikle iyi öğretmen özelliklerini taşımaktadırlar. Öğretmenlerin eğiticilik özelliği kadar yöneticilik özelliklerinin de geliştirilmesi önem kazanmaktadır. Sınıf yönetimi konusunda geliştirilmiş ilkeler öğretmenin grup yönetimi başarısına katkı sağlayıcı olabilir. Aynı şekilde  öğrenme etkinliklerinin düzenli bir şekilde planlanması, sınıf içi kurallara uyulması ve sınıftaki işleyişin açık seçik belli olması da  öğretmenin sınıf yönetimine katkı getirebilir; doğabilecek disiplin sorunlarını en aza indirebilir. Öğretmenin bireysel özellikleri, ders verirken kullandığı stratejileri, yöntem ve teknikleri de sınıf yönetimini etkilemektedir (Açıkgöz,1998:25)

Ayrıca; sosyal çevreyle uyum okul aile arasındaki işbirliği,  sınıfın fiziki koşulu ve sınıfta yaratılan atmosfer de sınıf yönetimini etkileyen faktörler arasında yer almaktadır. Öğretim etkinliklerinin düzenli bir şekilde planlanması sınıf içinde çıkabilecek olayları ve istenilmeyen öğrenci davranışları için önceden önlem alınmasını sağlayabilir. Sınıf içinde uyulacak kuralların önceden saptanıp öğrencilere öğretilmesi de istenilmeyen öğrenci davranışlarının ortaya çıkmasına engel olabilir. Sınıf yönetiminde disiplin anlayışı katı kuralların uygulanmasından çok bilgiye, sevgiye dayalı olmalıdır. Diğer bir anlatımla, öğretmen sınıf içinde disiplini, bilgisiyle, öğrenciye sevgi göstermesiyle ve ona saygı duymasıyla kurmalıdır (Erden,2001:45).

Sınıf yönetimi, öğretme ve öğrenme sürecinin önemli değişkenlerinden bir tanesidir. Sınıf yönetimi ve organizasyonu becerisi, özellikle öğretmenlik deneyiminin ilk yıllarında önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Fuller (1969) ifade etmiştir ki, öğretmenler ilk öğretime başladıklarında en fazla sınıfın kontrolüyle başa çıkmaya vakit harcamaktadırlar. Oysaki, öğrencilerin gereksinimlerindeki bireysel farklılıklar ve öğretimin kalitesinin arttırılması daha öncelikli olarak ele alınması gereken bir husus olmalıdır(Başar,1999:17). Bu nedenle sınıf yönetimindeki başarıyı arttırmak bakımından öğretmenin bazı kayıtları tutmasında fayda vardır. Bunlar;

  1. Not defteri,

  2. Yoklama defteri,

  3. Kişisel ruhsal dosya,

  4. Gözlem defteri,

  5. Veli görüşme defteridir.

Bu çalışmada bu kayıtlardan not defteri, yoklama defteri ve kişisel ruhsal dosyanın sınıf yönetimindeki başarıyı nasıl etkilediğini açıklamaya çalışılacaktır.

A.        NOT DEFTERİ

Not defteri öğretmenin, öğrencilere uyguladığı değerlendirmelerin sonuçlarını kaydedildiği bir belgedir. Not defterinde öğrencinin bir eğitim öğretim yılı içinde sözlü, yazılı ve ödev şeklindeki değerlendirmelerden aldığı puanların kaydedildiği bir defterdir. I.Dönem ve II.Dönem notu olarak işlenen puanların ortalaması alınarak öğrencinin yıl sonu başarı notu belirlenir. Ayrıca her öğrencinin karşısında öğretmenin öğrencinin başarı düzeyi hakkındaki görüşlerini yazdığı açıklamalar bölümü bulunmaktadır (Bkz. Ek-1).

Öğrencilerin başarı  düzeylerinin değerlendirilmesi sonucunda aldığı notlar ile öğrencinin sınıf içindeki tutum ve davranışları arasında doğru orantılı bir bağıntının olduğu ortaya çıkmaktadır. Buna göre notları yüksek olan öğrencilerin sınıf içinde sakin ve uyumlu davranışlar sergiledikleri; notları düşük olan öğrencilerin ise uyumsuz davranışlar sergiledikleri görülmüştür.

B.         YOKLAMA DEFTERİ

MEB mevzuatına göre öğrencilerin okula devamlarının takip edilmesi okulların bir görevidir. Yoklama defteri, öğrencilerin yıl içinde okula devam ettikleri, geç geldikleri ve gelmedikleri günlerin kaydının tutulduğu bir belgedir.

İki türlü yoklama defteri vardır: Bunlardan birincisi “Sınıf Yoklama Defteri”, ikincisi ise “Öğrenci Yoklama Defteri”dir.

Sınıf yoklama defterinin her bir bölümü iki aylık olarak düzenlenmiştir. Sayfanın üst kısmında deftere kaydı tutulan sınıf ve kaydı tutulan ay/yıl yazılır. Öğrencilerin numaraları, ad ve soyadları yukarıdan aşağıya doğru yazılmaktadır. Sayfanın alt kısmında ise sınıf mevcudu, sınıftaki kız ve erkek öğrencilerin sayısı ayrı, ayrı belirtilir. Sınıf yoklama defterinde her öğrencinin okula geldiği, geç geldiği ve gelmediği günler tabloda işaretlenir. Her ay sonunda, öğrencinin devam durumu toplanarak bir sonraki ayın tablosunda geçmiş aylar sütununa işlenir. Ayrıca her öğrencinin isminin karşısında, sınıf öğretmeninin öğrencinin devamsızlığı ile ilgili düşüncelerini yazdığı bir sütun bulunmaktadır(Bkz. Ek-2).

Öğrenci yoklama defterinin ise her sayfası bir öğrenci için hazırlanır ve o öğrencinin yıl içindeki devam durumu kaydedilir. Her sayfanın üstünde, öğrencinin numarası, adı ve soyadı ve defterin sayfa numarası yazılır. Öğrencinin okula geldiği, geç geldiği ve gelmediği günler tabloda işaretlenir. I.dönem, II.dönem ve yıl sonu genel toplamı hesaplanarak deftere işlenir. Bu defterde de öğretmenin öğrenci hakkındaki görüşlerini belirtebileceği bir düşünceler bölümü yer almaktadır(Bkz. Ek-3).

Yoklama defteri yardımıyla öğrencinin okula, dolayısıyla sınıfa olan bağlılığı hakkında fikir sahibi olabiliriz. Yine yapılan gözlemler göstermiştir ki öğrencinin okula devam durumuyla, öğrencinin sınıf içindeki tutum ve davranışları arasında belirgin bir ilişki vardır. Okula düzenli olarak devam eden öğrencilerin sınıf içinde uyumlu davranışlar sergiledikleri gözlenirken, okula devam etmeyen ya da devamsızlık oranları yüksek olan öğrencilerin ise sınıf içinde uyumsuz davranışlar sergiledikleri gözlenmiştir.

C.KİŞİSEL RUHSAL DOSYA

Okullarda öğrenciler hakkında çok değişik tekniklerle değişik kaynaklardan toplanan bilgilerin, özetlenerek sistemli bir biçimde kaydedildiği dosyalara kişisel ruhsal dosya denir. Aslında kişisel ruhsal dosya çeşitli tekniklerle toplanan bilgilerin özetlendiği bir tür merkezi kayıt tutma sistemidir.

Kişisel ruhsal dosyada değişik yollardan toplanan bilgilerin sistemli bir biçimde özetlenip bir yere kayıt edilmemesi halinde gelişimsel olarak daha sonra bunlardan yararlanma imkanı olmaz. İşte kişisel ruhsal dosya, bu bilgileri devamlı el altında bulundurma ve yıllarca kullanabilme fırsatı verir.

Bu dosyada, tüm bilgiler, bu amaçla hazırlanmış bir defter sayfaları üzerine yerleştirilir. Defterde gereği kadar sayfa bulunur. En son yaprağın iç kısmında da bilgi toplama araçlarının yerleştirilebileceği boş bir zarf yapıştırılır. Dolu araçlar bu zarf içinde saklanır.

Bir kişisel ruhsal dosya şu konulardaki bilgileri kapsar:

  1. (a) Tanıtıcı ve kişisel bilgiler(öğrencinin fotoğrafı, adı ve soyadı, cinsiyeti, doğum yeri ve tarihi, adresi ve telefonu vb.),

  2. (b) Ev ve aile durumu(anne, baba, kardeşleri, meslekleri, kültürel ve ekonomik durum, aile içi ilişkiler, ailenin yapısı vb.),

  3. (c) Sağlık ve bedensel gelişim(beden gelişimi, geçirdiği hastalıklar, görme ve işitme durumu, sakatlıkları vb.),

  4. (d) Okul geçmişi ve akademik durumu(devam ettiği okullar, akademik başarısı, test sonuçları, genel yetenekleri vb.),

  5. (e) Özel yetenekleri, ilgileri ve iş tecrübesi,

  6. (f) Eğitsel ve mesleki planları,

  7. (g) Öğrenciye yakın başka bilgi kaynakları ve kişiler vb (Bkz.Ek-4).

Kişisel ruhsal dosyada yer alacak bilgiler öğrencinin gelişimin belirli zaman aralıkları ile sürekli olarak gösterebilecek nitelikte ve normlarla karşılaştırmaya uygun sosyal veriler biçiminde düzenlenmelidir. Böylece kişisel ruhsal dosyanın yıllara, uygulamalara ve gelişmelere göre sürekli olarak yeni bilgileri kapsaması sağlanmış olur.

Kişisel ruhsal dosyalarda gizli bilgiler yer almamalıdır. Genel bir kural olarak, sonradan bir başkası tarafından öğrenildiğinde bireyin gelişimini ve mutluluğunu olumsuz yönde etkileyebilecek her türlü özel bilgi gizli bilgi kabul edilir. Ayrıca yine bir ilke olarak, kişisel ruhsal dosyalar okul yöneticilerine, öğretmenlere danışmanlara, öğrencilerin kendilerine ve hatta velilere de açık olan ve onların yararlanmasına sunulan dokümanlardır. Bu ilkelerde kişisel ruhsal dosya içinde yer alacak bilgileri ve bunların ayrıntılarını belirlemede önemle dikkate alınmalıdır.

NOT DEFTERİ, YOKLAMA DEFTERİ VE KİŞİSEL RUHSAL DOSYANIN SINIF YÖNETİMİNE OLAN ETKİLERİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Sınıf yönetimine etkileri açısından değerlendirmeye tabi tutulduğunda not defteri, yoklama defteri ve kişisel ruhsal dosyanın aynı paydada buluştuğunu görüyoruz. O da öğrenciyi yani bireyi tanıma paydasıdır. Bu üç veri kaynağından elde ettiğimiz verilerin hepside bizim öğrenciyi tanımamıza yardımcı olan bilgilerdir.

Bu bağlamda, öğretmenin öğretim işini başarı ile yürütebilmesi için, her şeyden önce öğrencisini “Öğrenen” bir varlık olarak tanıması gereklidir. Öğretim ortamında en önemli özellikler yetenekler ve ilgilerdir. Bu özellikler çeşitli alanlarda bilgi edinmekle ve problem çözmekle gelişir. Derslerde yürütülen öğretim faaliyetleri sırasında yeteneklerin ve ilgilerin tanınması içinde pek çok uygun fırsat çıkabilir. Bir öğretmen öğrencilerin davranışlarını derslerde, ders dışı faaliyetlerde ve dinlenme saatlerinde gözleme olanağına sahiptir. Öğrencilerin tanımaya istekli bir öğretmen bu fırsatları değerlendirebilir, tesadüfi gözlemlerle yetinmeyip sistemli gözlemler yaparak öğrencilerin değişik ortamlarda nasıl davrandıkları hakkında bir fikir edinebilir. Gözlem sonuçlarını her öğrenci için tutuğu kişisel dosyasına işleyebileceği gibi danışmanların hazırlayacağı formlara da işaretleyebilir (Kuzgun,1998:183).

Bireyin güçlü ve zayıf yönleriyle bir bütün olarak “tanıyabilmek” gelişme aşamasında karşılaştığı problemlerin çözümünde gerekli sistematik “yardımlarda bulunabilmek” birey hakkında alınacak kararlarda geleceğe yönelik “yordamalarda” bulunabilmek gibi amaçlar için bireyin çok çeşitli yönleri hakkında bilgi edinmeye gereksinim vardır.

Bireyin tanıması için, bireylerin ilgi ve yetenekleri, başarı ve başarısızlıkları, kişisel ve sosyal uyum düzeyleri, sorunları, zayıf ve güçlü yanları ilgi tavır ve değer yargıları, yetiştiği çevrenin geliştirici ve engelleyici etkileri gibi ve daha pek çok özelliklerinin ayrıntılı olarak bilinmesi gerekir(Özgüven,2002:43).

Öğretmenler bu bilgilere dayanarak öğrencilerin özelliklerini ve güçlüklerini daha iyi tanıyabilir ve ona göre akademik yardımda bulunabilirler. Öğrencilerin okul çalışmalarındaki gelişmelerini ve gelişmelerle ilgili durumlarını daha iyi görebilir ve anlayabilirler. Öğretmenler, velilerle tek tek veya grup olarak yaptıkları görüşmelerde çocuklar hakkında daha ayrıntılı ve objektif bilgiler verme olanağı bulurlar. Öğretmen olarak öğrencileri tanımak hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin başarısını geniş ölçüde etkiler. Öğrencilerin tanınması, onların ilgi ve ihtiyaçlarına uygun çözüm yolları bulma olanağını arttırır. Öğrencilerin yaşadığı ortamı, ailesini, yaşadığı sosyal çevreyi, ilişkide bulunduğu insanların kültürel yapısı, ilgi ve ihtiyaçlarını bilmek, eğitim yaşantılarını geçerli ve tutarlı hale getirir(Özgüven,2002:44)

Genel olarak özetleyecek olursak, hangi dersin öğretmeni olursa olsun etkili bir öğrenme ortamı yaratmak, geçerli bir öğrenme yaşantıları oluşturmak için öğretmenin öğrencileri tanıması gerekir. Bu gerekliliği aşağıdaki noktalar açısında vurgulayabiliriz:

  1. Ünite etkinliklerini planlamak, ders etkinliklerini düzenlemek, öğrencilerin ilgi ve gereksinmelerine uygun yöntem ve teknikleri seçmek, en uygun değerlendirme tekniklerini kullanmak.

  2. Her öğrencinin bireysel farklılıklarına göre ve gizil güçlerine uygun olarak en üst düzeyde gelişmelerine yardım edebilmek.

  3. Öğrencinin sağlıklı bir kişilik geliştirmesi kendini gerçekleştirebilmesi, çevresine olumlu ve dinamik bir uyum sağlaya bilmesine yardımcı olabilmek.

  4. Öğrencilerin gerçekçi bir benlik kavramı geliştirmelerine ve kendi problemlerini çözebilme gücü kazanmalarına yardım edebilmek.

  5. Öğrencileri ilgileri, güdüleri, yetenekleri doğrultusunda kedilerine en uygun öğrenim dalına ve mesleğe yöneltebilmek.

  6. Öğrencileri belli bir mesleğe hazırlamak, bu meslekle ilgili davranışları kazanmalarına yardım edebilmek.

  7. Sınıf içi ilişkileri düzenlemek ve geliştirmek (Yeşilyaprak,2000:288-289)

  8. Genelde okulda düzenlenecek eğitim programları için uygun olacak bireyleri ayırmak ve sınıflandırmak için öğretmenin öğrencileri tanıması gereklidir (Özgüven, 2002:47)

KAYNAKÇA

AÇIKGÖZ, K.Ün: Etkili Öğrenme ve Öğretme, Kanyılmaz Matbaası, 2.Baskı, İzmir, 1998.

BAŞAR, Hüseyin: Sınıf Yönetimi, Milli Eğitim Yayınları, İstanbul, 1999.

ERDEN, Münire:  Sınıf Yönetimi, Alkım Yayınları, İstanbul, 2001.

KUZGUN,Yıldız: Rehberlik ve Psikolojik Danışma, Pegama Yayıncılık, Ankara, 1999.

ÖZGÜVEN,İbrahim Ethem: Bireyi Tanıma Teknikleri, Problem Yayınları, Ankara, 2002.

TOPRAKÇI, Erdal: Sınıf Örgütünün Yönetimi, Ütopya Yayınevi, Ankara, 2002.

YEŞİLYAPRAK, Binnur: Eğitimde Rehberlik Hizmetleri, Nobel Yayınları, Ankara, 2000.