Saatin acı sesiyle kendine geldi.  Alelacele kalktı, yüzünü yıkadı, akÅŸamdan hazırlamış olduÄŸu hardal sarısı elbisesini giydi. Saçlarını topladı.  Aynanın önünde duran rimele uzandı ama vazgeçti. Yalnızca pembe rujunu sürmekle yetindi.  Hafif bir ÅŸeyler atıştırdıktan sonra yola çıktı, her sabah olduÄŸu gibi...

YaÄŸmur eÅŸliÄŸinde aheste yürürken, zincirleme düşünceler beyninde dolanıyor; ruhu çözemediÄŸi eciÅŸ bücüş kargaÅŸalarla sarsılıyordu.  Ama tüm uÄŸraÅŸlara raÄŸmen mutsuzdu. KaÅŸları çatık, başı önde, güzelim nisan yaÄŸmurunun tadını alamayacak kadar mutsuz!

Güzel sayılırdı, daha doÄŸrusu bakımlı demek daha dürüstçe olurdu onun için.  Kendince kariyeri, orta hallice bir iÅŸi, anlam yüklemeye çabaladığı bir hayatı vardı. Otuz beÅŸ yıllık hayatına iki evlilik ve bir çocuk sığdırmıştı.  Heyhat her iki evliliÄŸin başı da ve sonu da aynı gibiydi. Umut ve mutluluk dolu iki baÅŸlangıç ve araya giren kadınlarla iki bitiÅŸ.  Ä°lk eÅŸi ile epeyce mutluydular sanki oÄŸullarının doÄŸumuyla bu mutluluk daha da bir perçinlenmiÅŸti.  Ta ki eÅŸinin açık unuttuÄŸu bilgisayarda yazışmalarını okuyana dek. Ä°lk aldatılış, ilk sonlanış... Ve boÅŸanma... Ä°lk veda...

Ä°lk baÅŸlarda zevk veren yalnızlığı azaba dönüşünce yeniden evlendi.  Yine aynı umut, aynı mutluluk vaatleri ve yine aynı son.  Bu kez eÅŸinin mesai arkadaşıydı "öteki kadın". Kocası deliler gibi inkâr etmiÅŸ,  inkârın faydasızlığını kavrayınca da "önemsizdi, tek gecelikti, sevdiÄŸim kadın sensin"lere sığınmayı seçmiÅŸti. Fark etmezdi zaten, neyse neydi, ya da ne deÄŸildi?  Sonuç belliydi.  Belki de "ön teker nere giderse, arka teker de oraya gider" demeliydi.

"Sanırım bu benim kaderim" diye saçma sapan bir düşünceyle yaşıyordu son zamanlarda. "Neden?","Hata ne, nerede, kimde?", "Hata var mıydı gerçekte?", "Son hep böyle mi olacaktı?","Ötekilerde olan, onda olmayan neydi?"düşünceler, düşünceler... Yedi bitirdi kendini...   Bu düpedüz yıkımdı! Aniden, fırtına ÅŸiddetinde bir yıkım, tufan, zelzele, adı her ne ise... Hadi birincisi tamam ama insanın başına aynı ÅŸey ikinci kez gelmezdi ki! Ä°ki evlilik, iki son, iki öteki kadın...

Öteki kadının diÄŸer adı "  merak"    aslında... Bu afili merak beraberinde pek çok soruyu getirir:  Bir baÅŸkasının erkeÄŸi daha mı çekicidir acaba? EÄŸer öyleyse, neden baÅŸkasına ait erkek daha bir çekici gelir insana?  Kadınlar arası seçilmiÅŸ erkek elde etme savaşı neden peki?  Yoksa "EÅŸi bu adamda ne buluyor"?" düşüncesi midir yasak iliÅŸkiyi hayata sokan?

Zordur aslında öteki kadın olmak! Görünürde imrenilen, beğenilen, her daim güçlü, bakımlı, erkeğini mutlu etmek için hiçbir şeyden kaçınmayan öteki kadın, ya da aslında ne kadar mutlu ve güvenli gözükse de acı çeken, hüzünlü, yeri geldiğinde herkes tarafından hoyratça dışlanabilen, suçluluk duygusunu alabildiğine yaşayan öteki kadın... Sevgi-nefret, yüceltme-aşağılama, güven-boşluk, umut-umutsuzluk gibi tezatları içinde barındıran öteki kadın.

Hani bir söz vardır: "Kadın kadının düşmanıdır"   derler ya...  Pek katılmam bu söyleme.  Bana göre aslolan kadınlar arası rekabettir.  Gizli, içten pazarlıklı, yalanı dolanı riyasıyla koskoca rekabet.  Sen benden üstün, ben senden iyinin çarpışmasıdır bu.  Ama gerçek olan ÅŸudur: Yasak iliÅŸki her durumda sorun ve üzüntü kaynağıdır.  Ä°liÅŸkinin başı mutluluk ve heyecan olsa da, sonu hüsrandır.  Huzursuzluk, "kabullendim, ne olursa olsun ben böyle de mutluyum, seviyorum"ların yerini almakta gecikmeyecektir.  Çünkü aÅŸk paylaÅŸmaz! EÄŸer ortada aÅŸk yoksa olanın adı çıkarlar zinciridir.  Ki bu da iÅŸine gelirse türü paylaşımlar olacaktır.

Kimi kadın evli erkekle iliÅŸkiyi asla kabullenemez.  Evli olduÄŸunu gizleyen erkekleri de unutmamak gerekir tabii ki...  Böylesi bir durumda aÅŸk üçgenine dâhil olmak istemeyen kadın iliÅŸkiyi hemen sonlandırır.  Alışkanlık ve sığınılacak liman kisvelerine sığınmayı seçen kadın ise, kendisinin de bir gün aldatılacağını ve öteki kadının ötekisinin de ortaya çıkacağını bilmelidir.  Yasak aÅŸk heyecanı yaÅŸamak isteyenler ya da baÅŸkasının erkeÄŸini elde etmeyi zafer olarak kabul edenler de azımsanmayacak orandadır.

Sonuç olarak, tüm bunlar ve ötekileÅŸmek bu uÄŸurda; birer bedel belki de... Bu bedeli ödemeye deÄŸer mi? DeÄŸerli olan, üçüncü tekil ÅŸahıs olmayı kabullenebilir mi?  Kabullense bile nereye kadar sürer bu hengâme?  Bu kaosa katlanmaktansa serbest birini bulmak daha doÄŸru deÄŸil mi? Yoksa aÅŸkın gözü kör olmaya devam mı etmeli?

 

You have no rights to post comments